Sürekli artan insan ihtiyacının her geçen gün artması beraberinde artık sorununu da sürüklemekte. Tükettiğimiz her maddenin atığını bu dünyaya bıraktığımız kötü bir iz olarak düşünebilirsiniz. Öyle ki büyük şehirlerde bu sorun çok daha fazla. Ambalajların günümüzde plastikleşmesiyle toprağa verdiğimiz zarar kat kat artmakta. Bundan bir kaç yüzyıl sonra uzmanlara göre çevre kirliliğini en yüksek seviyede yaşayacağımız ön görülmekte.
Seksenli yıllarda geri dönüştürülebilir kese kağıtlarının yerini yavaş yavaş kara poşetlerin almasıyla çevreye verdiğimiz zararı iki katına çıkardık. Poşetlerin doğada uzun yıllar kalması ve yapılışlarında ki olumsuzlukları hayatımıza bilerek ve isteyerek davet ettik. Sonuçlarını da yine hep birlikte çekiyoruz. Yirmi yıl öncesine kadar adını bile bilmediğimiz yeni yeni hastalıklar günümüzde her üç kişiden birinde mutlaka oluyor. Uzmanlar ne kadar uyarsa da zaman zaman kanallarda ne kadar haber çıksa da çoğunlukla göz ardı ediyoruz bu durumu...
Çözüm?
Çözüm nedir nasıl bulunur ne desem yanlış olacaktır. Ama çözüm arayacaksak uzakta aramadan bunu yine kendimizde bulmalıyız. Her sorun beraberinde bir çözüm barındırır. Bu durumda sorunumuzun çözümü yine sorunun içinde. Kullanmayacağız mesela. Poşete karşı her birey kendi kişisel tepkisini koysa eminim bir nebze olsun işe yarayacaktır. Kim bilir belki de kese kağıdı talep ederek seksenli yılların vazgeçilmez emektarlarını yeniden göreve çağırabiliriz...
Uzmanlar ne diyor?
Uzmanlar sigara kadar olmasa da çevre kirliliğinin de akciğer kanserini tetiklediğini belirtiyor. Öyle ya yazımın burasına kadar siz kirliliği hep atık madde olarak algıladınız oysa ki kirliliğin pek çok çeşidi bulunuyor. Çeşitli olsa da bunların hepsinin birbirleriyle bağlantılı olduğunu da biliyoruz. Sen toprağı kirletirsen yarın öbur gün onda yetişen bitkiyi tüketeceğini unutmamalısın. Sen havayı kirletirsen yağan yağmurdan nasipleneceğini de unutmamalısın. Bu örnekleri çoğaltmamız mümkün...
Kendimiz için olmasa bile çocuklarımız için bu çevreyi korumalı ve ona gereken hassasiyeti göstermeliyiz...